Tatil Rotası
yazı dizime Mykonos ile devam etmek istiyorum. Her ne kadar Mykonos’u yerinde
yaşamak gerektiği tezini savunmamda sizleri elimden geldiğince adaya götürüp
getirmek isterim. Mykonos dünya çapında insanların tercih ettiği bir ada
olmasıyla meşhur bir yer. Adada hayat geç başlar geç biter. Genel olarak
eğlence için aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir yerdir. Mykonos,
kendi sihrini ve cazibesini kendisi yaratmayı başarmış bir ada. Lacivert
Ege’nin ortasında parıldayan beyaz evleri ve altın renkli kumsalları ile
cazibesine cazibe katıyor. Volkanik patlamalar sonrası oluşmuş Cyclades
adalar topluluğunun en küçük adası aslında, ama kazandığı ün ile en çok
bilineni ve ilgi çekeni .
Bu ün de boşuna değil tabi. Özgür eğlence anlayışı ve
ada halkının hoşgörüsü ile tüm dünyadan ziyaretçileri kendisine çekmeyi
başarabiliyor. Kimi sadece eğlenmeye, kimi de eğlenirken denizin, alışverişin,
lüksün ve sanatın da tadını çıkarmaya geliyor.Biz ise, Ege’de sakin sakin
dolaşan gemimizde yeni yerler keşfetmenin heyecanı ile ada bize kısıtlı zamanda
ne sunabilecekse onu almaya gidiyorduk. Gemimiz, Mykonos’a yaklaşırken
Meltem rüzgârı da gücünü iyice hissettirmeye başlamıştı. Gemimiz, adanın
merkezi olan Chora’ya, bir kaç kilometre mesafedeki iskeleye yanaştığında, bizler
için bekleyen otobüslere binerek merkeze varabildik. Akşamüstü saatleri yeni
yeni başlamıştı. Güneş yakıcı sıcaklığını henüz kaybetmişken, meltem etkisini
daha da arttırmıştı. Kendimizi adanın dolambaç sokaklarına bıraktık. Boşuna
dolambaç gibi değil sokaklar, geçmişte adanın yerli halkı korsanlardan
kaçabilmek, onları yanıltabilmek amacı ile sokaklarını dar ve karışık yapmış.
Mykonos, Kykland
Adalarına bağlı olan ada granitten oluşmuş ve yaklaşık olarak 89 km sahip
şeridine sahip gerek coğrafi yapısı ile bize yakınlığı, gerekse yakın
lezzetleri ile Türklerin pek de yabancılık çekmediği bir yer. 1453’ten 1832ye kadar Osmanlı
denetimindeki kalan bu ada plajlarıyla ve eğlencesiyle hafızanızdan
silinmeyecek bir tatil yaşatacağı kesin.
Adanın en meşhur yeri matoyianni sokağı. Arnavut kaldırımlı
görünümlü bu sokaklara bırakın kendinizi. Liman boyunca uzanan bu cadde de
yürüyüş yapabilirsiniz. Bembeyaz duvarları, gece mavisi kapıları, buram buram
begonvil kokan balkonlarıyla, Mikonos evleri ise Mikonos’u tamamlayan
unsurlardan birisi adeta. Galerilerin yanı sıra,butikler, hediyelik eşya
satan mağazalar, cafeler ve restoranılar da Mykonos sokaklarına renk katıyor.
Dar sokaklarda yürürken birden karşınıza özgün mimarileri ile kilise ve
şapeller çıkabiliyor. Eğer içeride ayin yoksa girip ziyaret edebiliyorsunuz.
Ayrıca, kıyıdaki balıkçı teknelerinin arasında dolaşan sevimli pelikan Petrus
ile tanışabilirsiniz. Bir köşede duran ve Mykonoslu’lara o hüzünlü geçmişi
hatırlatan içi doldurulmuş Pelikan Petros’un ise ilginç bir hikâyesi var; 1950
kışındaki büyük fırtınada Ada’ya zorunlu iniş(düşüş) yapar Pelikan Petros.
Ada’lılar kuşu bağırlarına basar çünkü Pelikan’ın gelişiyle beraber Ada’nın
kaderi sakin bir balıkçı köyü olmaktan, dünyanın en ünlü eğlence merkezlerinden
biri olmaya doğru bir değişim yaşamaya başlar. Ancak 1985’te Pelikan Petros bir
arabanın altında kalarak can verir. Bu gün Ada’nın sokaklarında serbestçe dolaşan,
Petros’un yerine getirilen 2.Petros’tur.
Adadaki
görülmesi gereken yerlerden biri de Küçük Venedik (Little Venice) olacak. Bu bölgenin esas adı Alefkhandra. Adadaki görülmesi gereken
yerlerden biri de Sanat galerileri, barlar,
diskolar ve Caferlerle dolu bir bölge. En önemli özelliği ise, zamanında adada
yaşayan kaptanların yalı şeklinde yaptırdıkları evleri.Şimdilerde her biri birer
eğlence mekânı olan bu evler, ahşap dokuları ve denize uzanan cumbaları ile
gelen ziyaretçilere gün batımında güzel pozlar veriyor.Ada
merkezinden uzaklaşmak, daha dingin bir ortam da bulunmak isterseniz, küçük
Venedik’in hemen karşı yamacında yani doğusunda Aro Mera Köyü’nden rıhtım
boyunca uzanan yel değirmenlerini görebilirsiniz. Kültürel etkinlik eklemek
isterseniz size 1700’lerden kalma bir binada konumlanan Folklor Müzesi’ni
görmenizi tavsiye ederiz. 500’den fazla kiliseyi barındıran Mikanos’ta görsel
bakımdan en dikkat çekici olan kilise ise ada tepesine konumlanan parapotian.
Mykonos'un bir tatil adası olduğunun göstergesi ise,
sahip olduğu muhteşem plajlarının göstergesidir. Yaklaşık olarak on beş plajı
bulunuyor desem yalan olmaz. Limana en yakın olanları Malalianos ve en
kalabalık olanı Tourlos plajlarıdır. Uzun vaktiniz
varsa, limandan Platys Gialos plajına giden otobüslere binmeniz ve buradan
kalkan kayıklarla Mykonos Adası’nın en iyi plajları olan Paradise(cennet),
Super Paradise, Agrari ve ya Elia’ya gitmenizi öneririm. Bunlardan Super
Paradise bir çıplaklar kampıdır. Elia ise en sonda olduğundan, Ada’nın göreceli
en sakin plajıdır.
Mykonos'da güzel plajların yanı sıra, sanat, kültür ve
tarihi görebileceğiniz bolca müze bulabilirsiniz.
Arkeoloji
Müzesi: Delos tarihi bölgesinden getirilmiş antik Yunan
zamanından kalma çanak-çömlek, mezar taşları, taklar, bir Her kül
heykeli ve Çanakkale’de geçen tarihi Truva Savaşı’ndan bir sahneyle süslenmiş
bir içki kabı bu müzede sergileniyor. Deniz Müzesi: Antik zamanlardaki denizcilikle ilgili araç
gereçlerin ve amfora, eski paral . Gibi su altı buluntularının sergilendiği bir
müze. Kültür
Müzesi: Bir açık hava
müzesi olan kültür müzesinde geleneksel tarım aletleri görülebilir. Antik Yunan
kalıntıları olan bu aletlere örnek olarak, harman dövme aleti, kuyu, fırın ve
şarap yapım aletini verebiliriz. Müzenin önemli parçasıysa hala çalışır
durumdaki antik yel değirmenidir. Alışverişe gelince; neredeyse en ünlü
markaları Horo'da bulabilirsiniz. Keten ve dantel perdeler Mykonos'da
meşhurdur.
Mykonos'da
ne yemeli ?
Adadaki
sınırsız eğlencede olduğu gibi yemekte de seçenekler bol. Dünya mutfaklarından
oldukça lezzetli yemekler size sunuluyor ancak adanın geneli ile uyumlu. İster
dar sokaklarda kurulmuş renkli ahşap masalarda, isterseniz de denize nazır restoranlarda
yemeğinizi yiyebilirsiniz. Söz konusu Ege denizinin ortasındaki bir ada ve Ege
mutfağa olunca yiyecek konusunda hiç sıkıntı çekmeyeceğinizi düşünüyorum. Genel
olarak, deniz ürünleri ağırlıklı restoranlar ağırlıklı olsa da, İtalyan tarzı
yemeklerde bulmanız mümkün.
Leto
Restaurant: Öğlen yemeği için en ideal yerlerden birisi.
Çünkü, muhteşem havuzundan gün boyu faydalanabilirsiniz. Havuz,
akşamları ise harika ışıklandırmasıyla romantik bir atmosfer yaratıyor. Chora
bölgesinde bulunan bu yerde, iskorpit balığı, dana bonfile, dorado fileto ve parfait
praline gibi yerel lezzetleriyle meşhur.En Plo: Eğer daha samimi ve daha
canlı bir yer arıyorsanız, Mykonos limanının hemen sağındaki En Plo tam size
göre. Bu kafe barın ismi, Yunanca “güvertede” anlamına geliyor. Deniz
kenarındaki En Plo, mükemmel konumu sayesinde nefes kesen bir manzara ve cıvıl
cıvıl bir ortam sunuyor. 24 saat açık olan mekân, sabahları continental
kahvaltı, bir dizi kahve seçeneği ve taze sıkılmış portakal suyu sunuyor.
Mamacas
Mykonos: Bu
olağanüstü restorant, tanınmış politikacılar ve işadamları yetiştiren ünlü
Andronikos ailesine ait 1845 yılından kalma eski bir evin bahçesinde hizmet
veriyor. Bahçedeki beş palmiye ağacının en yaşlısı 155 yıllık. Bu sevimli ve
otantik mekan, adanın yerel kültürünü en iyi şekilde tecrübe etmenizi sağlıyor.
Restoranın spesyalitesi ise domates sosunda hazırlanan Mykonos köftesi.
Nammos: Mykonos’ta
kime sorarsanız sorun, adanın en gözde restoranının Nammos olduğunu
söyleyecektir. Adanın en trend beach restoranı, ünlü Psarou Plajı’nda
konumlanıyor. Restoran yemek alanı, lounge bar ve beach club olarak ayrılıyor.
Akşam saatlerinde dolup taşan mekanın akşam yemekleri ev yapımı ekmekler
eşliğinde ikram edilen humusla başlıyor. Sonra sıra altın gibi kızarmış kalamar
tabağına ve taze sebzelerden yapılan salataya geliyor. Nammos’un ana yemekleri,
kapari ve güneşte kurutulmuş domates gibi Yunan dokunuşuyla renklenen zengin
makarna ve ravioli çeşitlerinden oluşuyor.
Plajlar,
sokaklar, evler derken saatler akıp gitti Mykonos’ta. Adada ki muhteşem gün
batımından sonra akşam karanlığı ile beraber kalabalık da artış göstermeye
başlıyor. Bir kaç saat önce rahatça dolaştığımız sokaklarda artık neredeyse
omuz omuza yürür hale geliyorsunuz. Eğlence ise adanın cazibesinin odak
noktası. Gelen turistlerin en önemli tercih nedeni bu aslında; sabaha kadar
gönüllerince eğlenmek. Adanın reklamlarında da yer alan “hoşgörü” eğlence
ortamları için de geçerli. Dar sokaklara kapıları açılan mekânların önlerinden
geçerken bile içerideki eğlencenin ve müziğin coşkusunu dışarıdan algılayabilirsiniz.
Adada eğlenmek için birçok bar alternatifi bulabilirsiniz. Özellikle, Interni
Restaurant'ı rahatlıkla önerebilirim. Hem yemekler, hem içecekler konusunda
gayet başarılı. Bunun dışında; Katerina’s Bar, New Face (Down Under)
Bar,Ramrod Bar, Astra Bar tercih edilebilecek yerler arasında.
Mykonos'a Nasıl gidilir?
Mykonos’a Yunan Adaları turları
düzenleyen tur şirketleriyle gidebilirsiniz ya da THY veya Olimpic Havayolları’yla
Atina’ya gidip oradan yine Olimpic Havayolları’yla Mykonos’a aktarma ile
gitmeniz mümkün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder