25 Ocak, 2018

Vasa Müzesi'nin Büyüsü



Vasa Müzesi, İskandinavya'nın en çok ziyaret edilen müzelerinden birisi. Vasa Müzesi Stockholm'ün siluetinin doğal bir parçası haline gelmiş ve şehrin şüphesiz en fazla ilgi gören yerlerinin başında geliyor. Her yıl bir milyondan fazla turist müzeyi ziyarete geliyor. Hatta Stockholm'e sadece Vasa için bile gelenler bulunuyormuş. Aynı zamanda Vasa dünyada ayakta duran 17.yüzyıldan kalan tek savaş gemisi. Müzeye girdiğiniz anda sizi karşılayan heybetli görüntüsüyle etkilenmemeniz mümkün olmuyor. Orijinal parçalarının %95'ten fazlasının korunduğu biliniyor ve yüzlerce oyma heykelinin bulunduğu Vasa benzersiz bir sanat olarak da gösteriliyor.

Geminin Batışı 
Vasa Müzesi’ndeki gemi İsveç Kralı Gustav II. Adolf’un emriyle iki yılda tamamlanmış. Vasa, 1626 yılında yapılarak 1627 yılında denize indirilen İsveç Kariyer gemisi olarak bilinmekte fakat 1628 yılında trajik bir şekilde batmış ve birçok can kaybının yaşanmış olması ile biliniyor. Görkemli savaş gemisi Vasa, ilk yolculuğuna çıktığı 10 Ağustos 1628 tarihinde yanlış yükleme ve kuvvetli rüzgar yüzünden demir aldıktan sadece 120 metre sonra yüzlerce Stockholm’lülerin gözleri önünde yan yatıp batmış, tahmini olarak kazada 30 kişi yaşamını yitirmiştir. Kazadan sadece üç gün sonra gemiyi kurtarma çalışmaları başlamış ancak gemi deniz tabanında çamura saplandığı için çalışmalar sonuç vermemiş. Kazadan sadece üç gün sonra gemiyi kurtarma çalışmaları başlamış ancak gemi deniz tabanında çamura saplandığı için çalışmalar sonuç vermemiş.

Vasa Müzesi içerisinde sergilenen geminin kalıntıları 1961 yılında kazadan tam 333 sene sonra kurtarılmasının ardından gemi 1961-1988 yılları arasında Vasavernet adlı tesiste temizlenmişyenilenmiş ve Vasavervet sergi açısından yeterli olmadığı için İsveç hükumeti gemiyi bir müzeye taşımaya karar vermiş. Vasa gemisi kendi adını taşıyan müzeye '' Vasa Müzesi ''tam bitirilmeden taşınmış. Müze 1990 yılında resmi olarak halka açılmış. Geminin ağırlığı yaklaşık olarak 1200 ton uzunluğu 69 yüksekliği ise 53 metre olarak biliniyor. Denizde olduğu sürece itme gücünü yelkenlerinden almış ve 145 denizci ile 300 asker ve bunun yanı sıra askeri mühimmat taşıyacak kapasitede dizayn edilmiş. Vasa Müzesi İsveç adını sergilenen gemiden almaktaymış. Aynı zamanda Vasa, kraliyet ailesinin adını da taşıyormuş. Yapımı sırasında donanmanın en büyük gemisi olması planlanan Vasa, batışı ile herkesi hayal kırıklığına ve büyük bir hüzne boğmuş. Kurtarma sırasında gemi ile birlikte toplamdan 14 binden fazla ahşap parça çıkartılmış. Gemi onarıldıktan sonra geri kalan ahşap eşya ve heykeller de orijinal yerlerine bir yapboz misali konularak sergilenmeye ve korunmaya başlamış, tarihten bir sayfa olarak yeni nesilleri anlatılmış.

Vasa Gemisini Kim Keşfetmiş? 
Özel araştırmacı ve amatör arkelog Anders Franzen 1950'lerin başlarında Vasa'yı aramaya başlamış. Çocukluğundan beri, ailesinin evinin yanındaki Stockholm adalarındaki batıklar onu hep büyülemiş. Tuzlu sulardaki enkazları yalayıp yutan gemi kurdu Teredo Navalis, Baltık Denizinin acı sularına atlamaz. Anders Franzen Baltık Denizinde kaybolan gemilerle ilgili bu gerçeğin farkına vardıktan sonra, 1956’da Vasa’yı yeniden keşfetti. Yıllar süren hazırlıklardan sonra, Vasa, 24 Nisan 1961 tarihinde yüze çıktı. Artık şimdi görev onu korumaktı. Suyun altında bunca zaman kalan bir enkaz, işlemden geçirilmeden bırakılamazdı. Zaman içerisinde tahtalar çatlayıp dökülebilirdi. Başlangıçta, uzmanlar uygun koruma yöntemleri üzerinde çalışırlarken, Vasa sürekli suyla ıslatıldı. Seçilen koruma maddesi, suya yavaş yavaş işleyen ve suda çözülebilen mum benzeri bir madde olan polietilen glikol (PEG) idi. PEG ile ıslatma işlemi yıllarca sürmüş. 



Zamanın En Büyük Gemisi 
Vasa, Stockholm’de Hollandalı gemi yapımcısı Henrik Hybertsson’un tarafından yapılmış. Kendisine marangozlar, doğramacılar, heykeltıraşlar, boyacılar, camcılar, demirciler, yelken yapımcıları ve daha birçok esnaf yardım etmiş. Toplam dört yüz kişi Vasa’nın yapımı için çalışmış. Gemi İsveç Kıralı Gustav II. Adolf'un emirleri ile yapılmış.Yapımı yaklaşık iki yıl sürmüş. On adet yelkeni taşıyabilen üç direği bulunan gemi, direğinden omurgasına kadar 52 metre, pruvadan kıça kadar 69 metre olup 1200 ton ağırlığında. Bitirildiğinde, o güne kadar yapılmış olan gemilerin en güçlüsüymüş. 

Yanlış Olan Neydi?
Bugün, bir geminin denize dayanıklı olabilmesi için nasıl tasarlanacağını tam olarak hesaplayabiliriz. Fakat 17. yüzyılda, işe yaradığı bilinen boyut tabloları kullanılırdı. Çağdaş evraklardan biliyoruz ki, Vasa’nın planları gemi üzerinde çalışma başladıktan sonra değiştirilmiş. Kral bordoda normalden daha fazla sayıda top bulunmasını istemiş. Bu da gemi için seçilmiş bulunan boyutların artık uygun olmadığı ve yapımcılarının kendi sınırlarının dışına çıktığı anlamına gelmekteymiş. Toplar için iki ek güverte ile yüksek bir üst yapı yapılmış. Geminin altı geminin suda sabit durabilmesini sağlamak için safra olarak görev yapan büyük taşlarla doldurulmuş. Ancak Vasa’nın üst kısmı çok ağır olduğundan, taşımış olduğu 120 tonluk safra yeterli gelmemiş. 


Vasa Niçin İnşa Edildi ? 
Vasa İsveç Deniz Kuvvetlerinin en önde gelen gemilerinden biri olacaktı. Çoğunun 24 tokmaklı olduğu 64 top taşıyordu. İsveç’in 20 kadar savaş gemisi bulunmaktaydı ama onların hiçbirinin Vasa kadar çok ve ağır silahları yoktu. Vasa, muhtemelen, İsveç’in yıllardır bir numaralı düşmanı olan Polonya’ya yelken açacaktı. Polonya,  İsveç kralının bir kuzeni olan Kral Sigismund tarafından yönetiliyordu. (Baba tarafından büyükbabaları aynı kişiydi.) Sigismus bir zamanlar İsveç naipliği yapmış ancak Katolik inancı nedeniyle görevinden alınmıştı.
Vasa Çıkarıldıktan Sonra 
Yıllar süren hazırlıklardan sonra, Vasa, 24 Nisan 1961 tarihinde yüze çıktı. Artık şimdi görev onu 
Korumaktı. Suyun altında bunca zaman kalan bir enkaz, işlemden geçirilmeden bırakılamazdı. Zaman içerisinde tahtalar çatlayıp dökülebilirdi. Başlangıçta, uzmanlar uygun koruma yöntemleri üzerinde çalışırlarken, Vasa sürekli suyla ıslatıldı. Seçilen koruma maddesi, suya yavaş yavaş işleyen ve suda çözülebilen mum benzeri bir madde olan polietilen glikol (PEG) idi. PEG ile ıslatma işlemi yıllarca sürdü.

Heykeller 
Vasa ile birlikte, 700 heykel de dahil olmak üzere 14.000 parça tahta cisim de kurtarılmış. Bunlar teker teker korunmuş ve daha sonra gemideki orijinal yerlerine yerleştirilmişler. Bu iş dev bir boz-yap oyunu çözmek gibi bir işti sanırım. On yedinci yüzyıl gemileri sadece savaş makineleri değil, aynı zamanda da yüzen saraylarmış. Kurtarılan heykellerin üzerinde boya ve yaldız kalıntıları bulunuyormuş. Modern analizler heykellerin siyah zemin üzerine gösterişli renklerle boyanmışlardı. Heykeller aslanları, dini kahramanları, Roma İmparatorlarını, deniz yaratıklarını, Yunan tanrılarını ve diğer şeyleri temsil ediyorlarmış. Amaçları, İsveç Monarşisini yüceltmek ve onun gücüne, kültürüne ve politik hırslarına anlam kazandırmakmış. 

Vasa'nın Bugünkü Durumu Nedir ? 
Vasa’nın bakımı ve muhafazası hala düzenli olarak yapılıyor. Enkaz battığında, demir somunlar paslanmış ve meşe keresteleri siyaha dönüştürmüş. Sonunda, keresteleri sadece tahta çiviler tutar duruma gelmişlerdir. Sudaki kir maddeleri tahtanın içine işleyen çok miktarda sülfür oluşturmuş. Bugün, sülfür tahtadan çıkmakta, oksijenle reaksiyona girmekte ve sülfürik asit oluşturmaktaymış. Asit de tahtaya hücum etmekte olup bunun müze ziyaretçilerine hiçbir zararı olmadığı söyleniyor. Vasa’nın uzun vadeli korunması için yapılan araştırmalar halen sürmekteymiş.

Zaman Makinesi Vasa
Vasa battığında, zaman adeta donmuş. 1961’de kurtarılan gemi, 17. yüzyılın el değmemiş bir parçası durumundaymış. Kurtarılmış olan binlerce eşyanın her birinin bir hikâyesi var. Bunların arasında tayfaların kemikleri, eşyaları ve gemi ekipmanları bulunmakta. Müzenin sergisinde, geçmiş zamanı ve o devrin insanlarını yaşama geri getiren birçok eşsiz eşyaları sergileniyor. Stockholm'e gelen herkesin mutlaka görmesi gereken müzelerin başında geliyor. 

Vasa Müzesine Nasıl Gidilir ?  
Müze Djurgården adası üzerinde. Stockholm merkez garında 30 dakika da ya da Karlaplan metro istasyondan 10 dk yürüyüş mesafesinde yer alıyor. 
Giriş
Yetişkin 130 İsveç Kronu
0–18 yaş arasındaki çocuklar ücretsiz 

1 yorum:

  1. Çok merak ettim ve orda olmak istedim..İlginç geldi severim değişik yerler görmeyi.O heykellleri gidip yakından görmek lazım...Belki birgün ziyaret etme şansım olur teşşekürler...

    YanıtlaSil