29 Nisan, 2015

Bahar Ayında Nereye Gidelim?




Beklediğimiz bahar nihayet geldi ve derin bir uykuda olan doğa canlandı. Uzun bir kara kışın sonunda daralan içimiz de şimdi çiçekler açıyor. Baharla birlikte sanki kendimizi daha özgür ve sınırsız hissediyoruz. Bahar, güzel bir yaz mevsiminin habercisi olsa da en güzel tatillerin yaşanacağı bir zamandır da aslında.
Baharın iki aylık bir cennet süreç olsa dahi doğayı, çiçekleri, tabiatı es geçmemek gerek. Çok sevdiğim bir şiiri vardır Bedri Rahmi Eyuboğlu'nun ''Bahar ve Biz'' Bahar'ın gelişini ne kadar da güzrl anlatmış bizlere...
BAHAR VE BİZ
Yılda bir kere çıldırır ağaçlar sevincinden
Rabbim ne güzel çıldırır.
Yılda bir kere uzatır avuçlarını yaprak;
Sevincinden titreyerek.
Yılda bir kere kendini verir toprak
Yılda bir kere yarılır bahçeler hazdan
Rabbim ne güzel yarılır.
Biz de bir kere sevinebilseydik.
Çiçek açmış ağaçlar gibi çıldırasıya.
Kim bilir belki bir gün sulh olunca
Biz de deliler gibi seviniriz,
Ağaçları ve baharı taklit ederiz
Renkli bez parçalarıyla donatırız şehri
Renkli ampuller asarız pencerelerden
Kim bilir belki bir gün sulh olunca
Biz de çatır çatır çatlarız bin bir yerimizden
Ağaçlar gibi.
Bahar zamanında en güzel nereler olur, en güzel çicekler ve doğa nerede bize huzur verebilir diye düşündüm. Ve küçük bir öneri listesi hazırladım. 
Furano- Hokkaido - Japonya
Furano, Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido bölgesinde yer alan ve ünlü lavanta bahçeleri ile ünlü yerlerinden biri. Furano'da her yerde doğanın en güzel renklerini görebileceğiniz güzel bir bahar ve yaz sezonuna sahip. Burada özellikle '' Belly Button Dancing Festival'' olmak üzere pek çok festivaller düzenleniyor. En güzel lavanta sezonunun temmuz ayında olduğu ve her yıl bazı lavanta ve çicek festivalleri özellikle Kami- Furano Naka-Furano düzenleniyor. 
Medellin- Kolombiya


Medellin, Kolombiya'nın kuzeybatı kesiminde, Antioquia ilinin merkezinde yer olan bir şehir. Güney Amerika'nın her iki okyanusu da kıyısı da tek ülkesi . Nüfusu yaklaşık olarak 46 milyon. Dünyanın en meşhur kahvesi buradadır, dünyanın kahve üretiminin %12'si Kolombiya'ya aittir. Bununla birlikte 3500 orkide çeşidine sahip. Medellin  de bahar ayları çiçek şenliği gibi geçiyor neredeyse. Rengârenk çiçekleri sokakların her yerinde görmeniz mümkün. 
Keukenhof- Hollanda


Keukenhof, dünyanın en büyük çiçek bahçelerinden birisi . Yaklaşık olarak 7 milyon çiçek soğanı olduğu biliniyor ve yaklaşık olarak 32 hektar ( 79 dönüm ) alanı bulunuyor. İlk kez 1949 yılında kurulmuş olan bahçe, Amsterdam yakınlarında ki Lisse'de açılan bahçe daha sonra lalenin bin türlüsü ile değişik çiçeklerin ekildiği ve bir anlamda açık hava lale müzesi görünümde adeta. Her yıl mart ayının son haftasından mayıs sonuna kadar açık kalan Keukenhof, aynı zamanda dünyanın en büyük çiçek bahçesi konumunda. ‘Yeryüzündeki cennet’ olarak tanımlanan 32 hektar büyüklüğündeki bahçeyi ziyaret edenlerin sayısı yıllık ortalama 800 bin.11. yüzyıldan beri Türkler tarafından yetiştirilen laleler, 16. yüzyılda batılı seyyahların Osmanlı İmparatorluğu’na yaptıkları ziyaretlerle Avrupa’ya taşınmaya başlamış. Kanuni Sultan Süleyman’ın büyükelçisi De Busbecq, Hollandalı botanikçi Carolus Clusius’a ilk lale soğanlarını hediye etmiş. Bahçede Kanuni Sultan Süleyman’la ilgili tabela ve bilgiler mevcut.
Toskana- İtalya
Toskana , İtalyanın ilk özerklik verilmiş 20 bölgesinden birisi. Manzarası, doğası ve güzel sanatlara ait olan miras yönüyle tanınır bilhassa. Bahlar aylarında ziyaret edilebilecek en güzel yerlerden birisi de burası. Özellikle, Roseto Botanico Carla Fineschi botanik bahçesi görülmeden gidilmeyecek yerlerden birisi. Dünyanın her yerinden yaklaşık olarak  1967 tür gül bulunuyor. 
Giverny, France
Ressamlara ilham kaynağı olan  Fransa’nın n güzel köylerinden biri Giverny. Fransız ressam Claude Monet, 50 yaşında, ününün doruğunda Paris’e 80 kilometre uzaklıktaki Giverny’de bir kır evi inşa ettirmiş. Sekiz dönümlük bahçesini yapay göl ve çiçeklerle cennete dönüştürdü. 36 yıl boyunca pek çok tablosunu burada yaptı. Ölümünden sonra Fransız Akademisi’ne bağışlanan ev 1980’den bu yana ziyarete açık. Yıl boyunca resim ve doğa meraklılarının akınına uğruyor.

Empresyonizm akımının öncülerinden Claude  Monet  o zamanlar küçücük bir köy olan Giverny’i  bir tren yolculuğu sırasında  pencereden bakarken keşfetmiş.  Hemen bir ev kiralayıp, büyük ailesiyle köye yerleşmiş. Ardından da köyü o kadar  sevmiş ki, oturduğu evi satın almış.  43 yıl burada  yaşamış. Monet’nin ilham perisi yıllar boyunca evi, bahçesi ve Giverny ( Jiverni okunuyor) köyü olmuş. Giverny’i üne kavuşturan Monet. Ama ardından diğer ressamlar da buraya akın etmişler;  Seine Vadisi’nin ışığı onları pervaneler gibi kendine çekmiş. Monet’nin şimdi bir müze olan evi ve bahçesi sayesinde her yıl 500 binden fazla  turist çekiyor köy. Normandiya’nın bu  yöresinin size  sunduğu başka  şeyler de var:  Göz kamaştıran   şatolar, değirmenler, muhteşem  bahçeler, sanat galerileri. Monet’nin  keşfettiği yıllarda  köyde o zamanlar 300 kadar çiftçi-köylü yaşıyormuş. 

Giverny’ye nasıl gidilir? 
Giverny Paris’in 75 km. batısında. Tren tercih edebilirsiniz ayrıca tren  istasyonlarından  kalkan otobüslerle de ulaşabilirsiniz.

Not: Resimler alıntıdır, kafeinli gezgin'e ait değildir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder