17 Haziran, 2015

Leonardo Di Caprio'nun kumsalı varsa James Bond'un neyi eksik?



Leonardo Di Caprio'nun kumsalı varsa James Bond'un neyi eksik? 
Phuket'te Andaman Denizi'nde uçsuz bucaksız gezerken bu kez yolumuz, Phuket Körfezi'nin derinliklerinde bulunan ünlü James Bond Adasına düşüyor. Adanın gerçek ismi Khao Tapu ya da James Bond Adası olarak biliniyor, Phanga Nga körfezin de bulunuyor. 
Ko Tapu adası Tayland’ın en ünlü adalarından bir tanesi.Yani James Bond Adası, Ko Tapu adasında bulunuyor. Adaya giderken, açıkçası kendimi çok bir beklenti içine sokmak istememiştim çünkü hayal kırıklığına uğramak istememiştim. Fakat görünce yanıldığımı anladım. Tayland’a yapacağınız ziyarette Ko Tapu adasının hiçbir şekilde başka yerlerde rastlayamayacağınız görüntülerine şahitlik edebilirsiniz.
Körfez, Andaman Denizi’nden yaklaşık olarak 70 kilometre içerisinde kalıyor. Açık denize yakın bölümlerde büyüleyici kumsallara, kanyon gibi koylara sahip büyük adalar yer alıyor. İçerilere girdikçe, denizden bir sütun gibi 20-30 metre yükselen adacıklar görülüyor. Kireçtaşından adacıkların bazıları sadece tepesi ağaç kaplı kaya sütunları. Eğimli olarak aşağıya inenleri ise denize kadar sık makiliklerle, ağaçlarla örtülü. Zümrüt yeşili renkleri çok uzaklardan seçiliyor. Tayland’ın gözbebeği adalarından bir tanesi olan Ko Tapu lunuyoadası, monolith (dik) bir yüzey şeklinden oluşmuş. Adanın her yerinde uzun-dik kayalar bulunuyor. Bu dik kayalar Khao Phing Kan ismiyle biliniyormuş.
Phuket’in en popüler günübirlik tur alanlarından biri, doğusundaki Puket Körfezi. Phi Pihi ve James Bond Adası, Maymunlar Sahili, Leonardo DiCaprio’nun kumsalı, meşhur kuş yuvası çorbası için kırlangıç yuvalarının toplandığı Viking Mağarası, kano turlarının düzenlendiği koylar, dalgıçları cezbeden sualtı mağaraları hep burada. Adanın bu kadar ünlü olmasının sebebi 1974’te Altın Tabancalı Adam sinema filmiyle beraber ada dünyaya daha iyi tanıtılmış, o yıldan sonra adaya turistlerin akın etmesiyle bir anada ünlenmiş. 

James Bond adası asıl ününe 1974 yapımı bir Guy Hamilton yapımı olan "The Man With The Golden Gun" filmi ile kavuşmuş.. Phuket'in bu bölgesinde çekilen tek film bu değil tabi. Kano gezintisi sırasında dolaştığımız korkutucu güzellikteki Tum Talu bölgesinde de "Good Morning Vietnam" filmi çekilmiş. Phang Na koyunda çekilen bir başka film de serinin  on sekizinci filmi olan bir Bond klasiği '' Tomorrow Newer Dies''











Ada'da denizin rengi sizi cezbetmede, maalesef su biraz bulanık, bu yüzden ada da denize giren  kimseyi göremiyorsunuz.




















James Bond adasından sonra ki durağımız ise, Kano gezisi yapılan yer olan Tum Talu bölgesi. Yaklaşık olarak 15 dakikalık bir yolculuk sonrası buraya ulaşıyoruz. Adaya gelen turistler, daha sonra mutlaka buraya uğrayıp, kana turlarına katılıyorlar. Bizde bir kano kiralayıp, yaklaşık olarak 30 dakika süren gezimizde, mağaraların içine girerek içerisini keyfetme şansımız oldu. 


Kano gezimizi yaptıktan sonra, öğle yemeğimiz için Panye köyündeyiz. Panye köyü tamamen kayıklar üzerine kurulmuş sıra dışı bir yer. Günübirlik turlar yapan teknelere öğle yemeği vererek hayatlarını geçindiriyorlarmış. Burası 400 kişilik bir Müslüman köyü ve burası tamamen sular üzerine kurulmuş bir yüzer köy diyebiliriz.  Sadece camileri ve su kuyularının karada  olduğunu öğrendim. İlk bakışta gerçekten bir yoksulluk görüyorsunuz. İnsanların o şartlarda nasıl yaşadığını görünce içiniz acıyor. Bu şekilde yaşamayı insanlar hak ediyor mu diye düşünüyorsunuz? Yüksek uçurumlarla çevrili adanın, köylülere denizde yaşamaktan başka çare bırakmadığını düşünebilirsiniz. Fakat kazıkların bu şekilde olmasının bir sebebi var . 18'inci yüzyıllarda Java'dan gelen iki fakir Müslüman balıkçı ailesi krala vergi vermemek için deniz üzerinde kalmışlar. Bugün yaklaşık olarak 350 ailenin yaşadığı 1600 nüfuslu bir yerleşim haline gelmiş.  Öğlen vakti yaklaşınca köyün önünde ki rıhtıma sıra sıra turist taşıyan tekneler yanaşıyor. Turistlere pilav, balık, tavuk ve salatadan oluşan menüler ikram ediliyor
                                                                                                             


Yemeğimizi yedikten sonra, biraz Panye'yi gezmek için iç kısma doğru gidiyoruz. İç kısımları olmayan zemini muşamba kaplı evler, kapılara bağlanmış tekneler, saksılardan sarkan  begonviller, pencerelere asılı tahta kafesteki kuşlar evlerin arasında oynayan temiz giyimli çocuklar, köyün manavı, bakkalı. Yemekler evin önünde, yere oturulup, komşularla sohbet ederken, elle yeniyor. Günlük hayatı çekip çevirenler hep kadınlar. Kahvede TV seyreden,restoranların kasasında duran birkaç kişi sayılmazsa ortada hiç erkek yok. Erkekler turist teknelerinde çalışıyor. Köyün en sıra dışı yapısı camisi. İnşaatı devam ederken bir yandan ibadete açılan iki katlı turkuaz rengi yapının tüm yüzeyleri mozaik kaplı Altın izlenimi veren taşların pırıltısı çok uzaklardan görülüyor. 
Bir yanında James Bond Adası, diğer yanında cennet gibi ormanlar,uçsuz bucaksız bereketli bir deniz, sürekli gelir sağlayan yoğun bir turist trafiği. Büyük şehirlerden yorulanlar için cazip bir yaşam gibi görünse de mahrumiyet bölgesinde yaşamanın zor olduğunu bir gerçek. Özellikle muson döneminde fırtınalar ulaşımı aksatıyormuş, turist trafiğini da kesiliyormuş.Yaşamak için olmasa bile görmeye değer bir ada Ko Panye ve yanıbaşında ki köy. 
Nasıl gidebilirim derseniz ; Ko Kaeo sahilindeki Royal Marina’dan 20 kişilik güçlü sürat motorlarıyla Puket Körfezi’nde düzenlenen turların rotaları talebe göre değişiyor. Sadece Phi Phi sahillerini görmeye yönelik yarım günlük turların kişi başı fiyatları 200 TL civarında, tüm körfezi tek seferde görmek isterseniz ve tek başınıza motor kiralarsanız 1500 TL’yi gözden çıkarmak gerekiyor. Krabi ve Puket kentlerinden Phi Phi’ye tarifeli gemi seferlerinde ise biletler 20-40 TL arasında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder